Seçimden sonra artık AKP’nin başarısından çok CHP’nin başarılı olup olmadığı tartışılıyor. CHP’yi 20 seneden beri yerin dibine batıranlar tahmin edileceği gibi kaybettikleri iktidarı ele geçirmek için Kılıçdaroğlu’na saldırmaya başladı. Ve bahaneleri de Kılıçdaroğlu’nun başarısız olması. CHP gerçekten 2011 seçimlerinde başarısız mı?
CHP’nin başarılı olup olmadığını anlamak için öncelikle kendi geçmişine ve rakibinin geçmişine bakmak lazım.
Rakibi AK Parti, bir kere muhafazakar sağ bir parti olması nedeniyle, Türkiy’nin sosyal yapısına uygun olarak çok daha avantajlı. Türkiye’nin yaklaşık %65, %70 kadarının sağa oy verdiği malum. CHP’nin alabildiği en yüksek oy 77 seçimlerinde %42, ve 89 yerel seçimlerinde (DSP+SHP) %38 olmuştu. Kısacası Türkiye’deki sağın ezici bir üstünlüğü var.
1990’lı yılları yaşayanlar bilirler: Koalisyon üstüne koalisyon, yolsuzluk üstüne yolsuzluk, bitmeyen krizler, yüksek enflasyon, düşük maaşlar, korkunç geçim sıkıntısı… 1990’lı yıllar Türkiye için kabus gibi geçerken zaten ikiye ayrılmış olan merkez sağı da tamamen eritti. 2001 yılında ekonomik krizden sonra kurulan AK Parti halk için adeta can simidi olmuştu.
AK Parti’nin Güneydoğu’da dindar kimliği nedeniyle zaten kemikleşmiş bir oy potansiyeli vardı. 80 öncesi seçimlere bile bakılırsa MSP’nin Güneydoğu illerinde nerdeyse %30’lara kadar varan Türkiye ortalamasının çok üstünde oy aldığını görebilirsiniz. Anadolu’nun muhafazakar ve dindar yapısını da unutmamak gerekir. Bütün bunlara sıkıntı içindeki ve umutsuz merkez sağ seçmen de eklenince AKP iktidar oldu.
İktidara geldikten sonra enflasyonu düşürdüler, o günden bugüne kadar GSMH %33 artı. Sağlık alanında reformlar yaptılar, TOKİ bir sürü insana konut sağladı, duble yollar yapıldı ve bir sürü inşa projeleri başladı. Kendilerine oy veren varoşları ihmal etmediler.
Şunu unutmayın ki halk için bir numaralı etken “ekonomidir”. Halk öyle muhtıra, demokrasi, telefon dinleme, sivil dikta, otorite filan umursamaz. Bir partinin ekonomiyi nasıl idare ettiğine bakar ve ona göre oy verir. 2009 yerel seçimlerinde AKP’nin oyunun %38lere düşmesinin tek nedeni o sene çıkan küresel ekonomik krizdi.
Aslında AKP’nin oylarını %50’ye çıkarması da önemli bir başarı olarak kabul edilemez. AKP alabileceği en yüksek oyu zaten 2007 seçimlerinde almıştı. Ama o seçimde biri merkez, diğeri de aşırı sağ partiler olan SP (%2,34), DP (%5,42) ve GP’nin (%3,04) oylarının toplamı %10,8’ydı. Bu oyların hepsi zaten sağ oylardı ve sağ partilere emanet atılmış oylardı. Bu seçimde bu sağ oyların büyük bir kısmı AKP’ye gitti. Açıkçası AKP 2007’de kendisine oy verenlerden oy kaybetmişti. Kazandığı oylar ise, seçim barajı yüzünden partilerinden umudu kesen SP, DP ve GP oylarından ibaretti.
Sonuç: Kılıçdaroğlu’nun rakibi, seneler süren ekonomik sıkıntılardan sonra ülkeyi kısmen rahatlamış ve ekonomiye bir istikrar getirmiş ve yukarıda saydığım hizmetleri yapmış yeri sağlam bir iktidar.
Denilebilir ki eğer Tayyip Erdoğan ve partisi muhafazakar olmasa, merkez sağ olsa, ve Milli Görüş geçmişi olmasa bu parti %65 veya %70’leri görebilirdi.
Ya CHP?
1990’lı yıllardan beri sosyal demokrat kimliğinden giderek uzaklaşmış bir CHP var. Türkiye gibi bütün azınlıkların cehennemi yaşadığı, fakirlik ve hayat pahalılığı içindeki bir ülkede solun iktidara gelmesi değil açıkçası gelememesi bir başarı.
Kürtlerin haklarına karşı çıkan, başörtülülerin haklarına karşı çıkan, muhafazakarların haklarına karşı çıkan, Ermeni kelimesini hakaret olarak kullanan, eşcinsel haklarından bahsetmeyen, Alevilerden bahsetmeyen, fakirlerin yanına uğramayan, işçi ve emekçiyi unutmuş, AKP’nin başarısını halkın cehaletinde bulmuş, askere bel bağlamış ve bütün siyasetini laiklik üstünden yapan bir CHP var.
Siz Kürtlerin haklarına karşı çıkarsanız hangi Kürt size oy verir? Siz başörtülülerin haklarına karşı çıkarsanız hangi başörtülü size oy verir? Siz gecekondulara gitmez, güneydoğuya gitmez, gelir dağılımdaki adaletsizlikten bahsetmezseniz bu ülkenin ezici çoğunluğunu oluşturan dar-gelirliden nasıl oy alabilirsiniz?
Senelerce dar-görüşlü, bağnaz ve beceriksiz bir iktidar tarafından yürütülen CHP, kurulur kurulmaz en modern ve güzel web sitesini açan AKP’ye karşı, Kılıçdaroğlu seçilene kadar o amatör, baştan savma sitesini değiştirmeye bile tenezzül etmeyen bir CHP vardı. Kişisel hesaplar uğruna sol partiler olarak birleşmeyip 94 ve 99 belediye seçimlerinde SP’nin belediyeleri kazanmasına neden olanlar da bu şahıslardı.
Kılıçdaroğlu böyle bir CHP’nin başına geldi. Ve yarattığı değişimle, çalışkanlığı ve sempatisiyle 1 sene içinde CHP’nin oylarını tam %6 arttırdı. Aslında eğer MHP’nin kaset skandalı olmasa CHP’nin oyları %8 artabilirdi. CHP ve MHP arasında kararsız kalanlar dahil ve hatta birçok CHP’li de barajın altında kalmasın diye MHP’ye oy verdi.
Bugün CHP’yi ve ülkesini seven her insanın görevi ne olursa olsun Kılıçdaroğlu’nun o koltuktan şimdilik inmemesinden emin olmaktır. Eski CHP’nin neler yapabildiğini gördük.
Bir yanıt yazın